Ağlamak, gözü dolmak, hassaslaşmak nedense bizde zayıflık belirtisi ve olmaması gereken bir şeymiş gibi algılanıyor. Bunda, misafir yanında ağlarken kolumuzu çimdirip ağlamamızı kesmeye çalışan annelerimizin de payı var muhtemelen. Ayrıca sürekli “Ağlama!” denip duruyor. Erkeklerin ağlamasına ise iyice karşı bir toplum var karşımızda. Sanki onlar insan değil!
Oysa ağlamak, vücudumuzun kendini korumak için verdiği tepkilerden biri. Gıdıklanınca gülmek, burnumuza bir şey kaçınca hapşırmak, uykusuzken esnemek ya da boğaza bir şey takılınca öksürmek gibi. Duygularımız üst noktaya çıktığında (Çok üzgün, çok mutlu ya da çok gergin olunca) da ağlıyoruz.
Bu ağlama hissi size sebepsiz yere geliyormuş gibi düşünüp korkuyorsunuz. Oysa sebepsiz değil! Uzun süredir çalışanlar var. Çalışmasanız da bir stres var, önünüzü görememe durumu var. Bütün sene boyu sınav da sınav, konular da konular... Bunlarsız cümle geçmiyor. Uyumadan önce de, sabah kalkınca da, gün içinde de aynı şeyleri düşünüyorsunuz. Ve bu sıkıcı. Can sıkıntısı ise yine vücudumuzun “Zehirli sosyal durumlardan” kaçmak için verdiği tepkilerden biri. Hisler (iyi ya da kötü) artınca, birikince vücut beyne sinyal yolluyor, beyin de sinir sistemine sinyal yolluyor ve açıyorlar muslukları.
Siz ağlayınca vücudunuz sakinleşiyor. Sizi sakinleştiren hormonlarınızı salgılıyorsunuz. Duygusal ağlamalarda akıttığımız gözyaşının içinde ağrı kesici bile varmış. Ayrıca vücutta olumsuzluk yaratan toksinleri de bu ağlama sürecinde atıyoruz.
Japonlar bu etkileri bildiklerinden ve genel olarak stresli bir millet olduklarından “Toplu Ağlama Günleri” düzenliyorlarmış. Festival gibi. Ağlıyorsun geçiyor. Bir de üstüne sağlam uyudun mu, pamuk gibisin!
Yanisi ağlamak aslında sağlıklı bir şey. Asıl ağlamayandan şüphelenmek gerekiyor bu kadar gerginken. Ağlayası gelmemek hissizlikle bağdaştırılıyor. Ağlayası varken bunu tutmak ise ileride kalp ve tansiyon rahatsızlıklarına yol açabiliyormuş. Sezen Aksu “Sen Ağlama” şarkısında aslında o eski sevgiliye hiç de iyi bir şey tavsiye etmiyor yani.
Bir ek bilgi daha: Kadınlar erkeklerden yaklaşık 5 kat daha fazla ağlıyorlarmış bir senede. 😈
Ağlayasın geliyorsa ağla. Bu kötü bir şey değil. Dolduysan, onu içine atmanın bir faydası yok. Ha, bir sınav uğruna bu kadar dolunur mu? Bence hayır da, keşke bencesiyle bir alakası olsa. Sınava lüzumundan fazla değer atfetmek sebep oluyor bu kaygıya. Sınavdan sonra bir hayat yokmuş, varsa da sınav iyi geçmezse asla iyi bir hayat olmayacakmış tarzı bir yaklaşım haliyle insanı strese sürüklüyor.
Oysa şu bir gerçek:
1) Sınavın çok iyi geçmesi kimseye ömür boyu başarı ve mutluluk garantilemiyor.
2) Sınavın kötü geçmesi kimseye ömür boyu başarısızlık ve kötü bir hayatı garanti etmiyor. (Ben dahil, şu an hayatından memnun olan milyonlarca kişinin sınavları beklediğinden kötü geçmiştir.)
3) İlla daha iyisini yapmak istiyorsan da sonsuz kere sınava girme hakkın var. Çalış çalış gir. Yeterli çabayı gösterince isteyen HERKES bu sınavlardan yüksek puan alabilir. Zeka testi değil bu. Çalıştın mı testi. En iyi puanları alanlar en zeki, kötü puan alanlar salak değil yani. En iyi puanı en düzgün çalışmayı yapanlar alıyor. Bu sınava Einstein çalışmadan girse o da anca barajı geçerdi. (Hadi fizikle matematiği fulledi diyelim, adam Türkçeden 0,5 net yapmasa puanı hesaplanmıyor yani öyle düşün.)
Sıfır stresle de yaşanmaz, yaşayamıyoruz. Atalarımız sağ olsunlar, aslandan ayıdan kaçalım derken bize birazcıcık stres ve adrenaline ihtiyaç miras bırakmışlar. Ama bunu bir kaygı olarak değil de, bir heyecan olarak yaşamak lazım. Evlenmek gibi düşünebiliriz.
Kiminle evleneceğini merak etmek, heyecanlanmak var; bir de “Ay ya düzgün eş bulamaz da evde kalırsam!!!” diye panik olmak var. Hangisi daha mantıklı?
Özet: Ağlamak kötü ya da yanlış ya da sağlıksız değil. Aksine, sağlıklı ve normal bir davranış. Kendini bir de ağlayasım var, niye var diye ekstra strese sokmaya gerek yok.
Ha bir de: Hissi ağlamalar, gözümüzü temizlemek için olan göz yaşarmalarında akandan daha fazla protein içeren bir gözyaşı üretiyormuş. Yarın bir gün “Nen var kuzum ağlıyor musun?” dediğiniz birisi “Yok gözüme bir şey kaçtı da!” derse, doğru söyleyip söylemediğini gözyaşındaki proteinden anlayabiliriz. Evet. Bu kadar.
Duruma çok uygun şarkı önerisi:
Beatles-While My Guitar Gently Weeps
Yorumlar