Bu cümleler sana tanıdık geldi mi? Valla bana geliyor şu an zira bu yazıyı kendi kafa tıkanıklığım esnasında yazıyorum. Ve evet, koç olmam tıkanmadığım anlamına gelmiyor. :) Hatta bazı şeyleri bildiğimden tıkandım mı daha sağlam tıkanıyorum.
Öncelikle “Tıkanma hissi normal mi?” sorusunu cevaplayalım: Evet normal. Her insan, hayatının bir noktasında bu tıkanıklığı yaşar. Kimi akademik hayatında ders çalışma, araştırma yapma, sınava hazırlanma döneminde yaşar; kimi ev işi yapması gerektiğinde yaşar; kimi yetiştirmesi gereken projesi olduğunda yaşar; kimi de misafir geleceği zaman falan yaşar. Kafasına dert ettiği her neyse insan bazen o konu yüzünden kafa tıkanması yaşar.
Yaşar ama neden yaşar?
Düşünmekten. Başka bir sebebe ihtiyaç yok. Bu bir tembellik göstergesi falan da değil. Sadece düşünce yoluyla kendi kendimizi tıkarız. Ne düşünürüz? “Vaktim az, işim çok.” diye düşünebiliriz; “İyi olacak mı?” diye düşünebiliriz; “Yetişecek mi?” ya da “Ay çok fazla şey var, çok yorucuuuu” diye diye kendimizi tıkamamız mümkün. Ben mesela sonuncu cümleyle göz göre göre tıkadım kendimi bugün. Bugüne kadar bir şeyim yoktu, biri (Yakup) nasıl olduğumu ne yaptığımı sordu. Ona cevap yazayım derken kendimi panik yaptım. Yapılması gerekenler yaz yaz bitmedi. Gün boyu da hiçbir şey yapmadım. :) Hazır tıkanmışken bu durumu gözlemleyip nedenini nasılını çözeyim istedim.
Nasıl geçecek tıkanıklık?
1) Tıkanıklığı mesele haline getirme, daha beter tıkanırsın. Birbirine girmiş bir kolye gibi düşün. Çözmeye kalktıkça dolanır ya, aynen öyle. “Ay tıkandım ben napcam şimdi aaa” moduna girme. Zaten paniklediğin için bu haldesin.
2) Tıkanma konusuyla alakasız bir şeylerle uğraş. Ertelediğin başka bir işi yapmaya kalkabilirsin. Ben manikür yapmayı seçtim zira tıkanmışsam bu biraz da kendinle ilgilenmemektendir.
3) Kendine minnoş davran! Sev onu. Oy kıyamaaam çen tıkandın mııı canın mı içtemiyo senin? Çok mu çıkıldın çok mu baydı bu içler çeniii geççek geççek öpiym seni yerim ben seni, halletçen sen ben biliyorum canım benim♥️... Komik mi? Yoo. Gayet mantıklı. Bazen ilgiye ve şefkate ihtiyacımız vardır ve kendimizden daha iyi bunu kim gösterebilir?
4) Ezik, yıkık, uyuz, bunalım şarkılardan uzak dur! Hareketli, eğlenceli, mutlu müzikler dinle. Cidden düşük olan modunun üstüne tuz biber ekmek istemezsin.
5) Duş al. Erkeklerde işe yarar mı bilmiyorum ama kadınlarda işe yaradığını biliyorum. Çünkü bir ritüel bu ve o ritüeli yapayım derken bir bakmışsın kafa yerine gelmiş. Ayrıca yine bir kendine ilgi gösterme hareketi olduğu için temiz, mis ve mutlu eder.
6) Kafanda kurduğun hiçbir şeyin gerçeği olduğu gibi yansıtmadığını ve mükemmel falan da olmak zorunda olmadığını, “Yeteri kadar” yapsan yeteceğini fark et. Ve bir de nefes al. Kendi nefesinin sesini dinlemek insanı ana döndüren bir şey. Arkandan canavar kovalamadığını fark ediyorsun. Beynin panik moduna girip tüm çıkışları kapatmışken ona “Olm dışarsı boş sen neye panik yaptın, yok bi şey, sal bizi” mesajı vermeye yarıyor sakince nefes alıp vermek.
7) Benim kadar sağlam kitlediyseniz kendinizi: Durun. Bırakın. Zaten bırakmasan da bi şey yapmıyorsun en azından bırak. Kontrolün sende olduğunu hissettiriyor bu bana. İstersem, gerçekten önemliyse, yumurta kapıya dayandığında geri dönerim. (Bu biraz kendini tanımayı gerektiriyor. Daha evvel denenmemişse ya da istekten emin olunmadığı durumlarda bu yöntem komple bırakmaya sebep olabilir çünkü. Yumurtanın dayanması ile çıkması arasında fark var, döndüğün nokta geç kalmadığın nokta olmalı. Yoksa bu sefer de “Artık çok geç” tıkanmasına girersin. Ondan dönüş daha zor. - Dönüş var, ama daha zor.)
Ve bu yazıyı yazdığıma göreee görüşmeme girebilirim. Sonrasında da olduğu kadar çalışmaya otururum. Süper olmak zorunda değil, bir şey olsun da, ne olduğu ne kadar olduğu falan hiç sorun değil. Canım kendim!
Yorumlar